19 Şubat 2013 Salı

Sınıfıma hangi it sıçtı!?

Yanlış hatırlamıyorsam 10. sınıfın 2. dönemindeydik. Günde 10 saat ders gördüğümüz için haftanın 1 günü tatilimiz vardı. Çarşamba günü 8 saat atölye dersi ardından 2 saat Coğrafya görür giderdik. Gene bir çarşamba günü önlüklerimizi, takımlarımızı almış atölyede çalışıyorduk. Havalar yeni yeni ısınmaya başlıyordu ki atölye zaten yoğun demir ve ter kokusu ile kavruluyordu. O zamanlar en kafa arkadaşım olan Yusuf ile hiç ayrılmazdık. Beraber çalışır, birbirimize yardım eder, evden getirdiğimiz ekmekleri birlikte yerdik. Atölyede saat 10 olduğu zaman 15 dakika paydos olurdu. Tüm öğrenciler atölyenin arka tarafına geçer, kimisi sigara içmeye çıkar, kimisi tuvalete gider, Yusuf ve benim gibi olanlarda ağaçların altında oturur hava alırdı.

On(saat 10) tenefüsü bittikten sonra atölyeye işimizin başına dönmüştük. Bütün gün eğe* yapmaktan kollarımız ağrıdı, adeta kas yapmıştık. Neyseki saat 12 olmuştu öğle tenefüsüne girmiştik. 1 saatlik molamız vardı. Atölye öğle arası hırsızlığa karşı kapandığı için Yusuf ile birlikte ekmeklerimizi alıp ana binaya, sınıfımıza gittik. Tahmin ettiğimiz gibi sınıf boştu. Cam kenarına geçip hem yemeğimizi yedik hemde karı kız kestik (zaten okulda topu topu 30 kız vardı)

- Yusuf kıza bak lan!
- Üf onun g.te ne korum be...
- Bende lan hehe...

Yusuf zaten zıvanadan çıkmış, okuldaki yaşlı bayan hocalarla bile fantezi kuran bir çocuktu. Garip birisiydi ama çok kral çocuktu. Zaten sınıf okuldaki en kötü ve en göze batan sınıf bizim sınıf olduğu için içinde adam gibi 2-3 çocuk vardı. Birisi de Yusuf'tu.

Yemeğimizi yedikten sonra yavaş yavaş atölyeye döndük. Millette yemeğini yiyip dönmüş, atölye kapısı önünde toplanmıştı. Ardından vakit geldi atölyeye girdik ve işlerimize devam ettik.

O gün atölyede garip, ilginç her hangi birşey olmamıştı.

Atölye dersimiz bittikten sonra o yorgunlukla sıkıcı Coğrafya dersi için sınıfa gittik. Atölyeden her zaman olduğu gibi 15 dakika erken çıktık. 5 dakika tenefüs ile beraber toplam 20 dakika vaktimiz vardı. Çoğu kişi sınıfa kurulmuş dinleniyor, enerjisi tükenmemiş olanlar ise ayakta koşuşturuyordu.

Koşuşturanlardan birisi bi' ara çöp kutusuna tekme attı (ne olduğunu hatırlamıyorum, sanırım birine salladı çöpe geldi) Çöp kutusu devrildi, içindekiler 4 bir yana şaçıldı fakat bir şey vardı ki... Hayatım boyunca gördüğüm en kötü şeydi belki'de o... Plasik bardak.. Fakat o plastik bardak ağzına kadar bok doluydu. Orospu çocuğunun birisi sınıfıma sıçmış, yetmezmiş gibi götünü bardağa tutturmuştu. Bunu yapan insan olamaz, hayvan bile olamazdı.

Bardağı gördükten sonra sınıfta bir çümbüş olduki anlatamam. Birbirine "şuna bak lan", "ibneye bak nasıl tutturmuş" diyenler mi dersin, sınıftan kaçanlar mı dersin ortalık kaynıyordu. Herkes çantasını aldı ve sınıfı terk etti. Yeni bir sınıf ararken Yusuf'a sordum "lan olum öğle arasında sınıfta biz vardık bizden bilmesinler lan?".. İçimi korku sarmıştı. "Yok olum ne olacak lan" diyerek geçiştirdi.

Yeni bir sınıf bulmuştuk, coğrafya öğretmenini oraya yönlendirdik. Çok geçmeden sınıfa müdür yardımcısı gelmiş "kamera kayıtlarını inceleyeceğiz" demişti. Benim korkum kat kat daha artmıştı. Öğle arasında Yusuf ile yemek yemek için sınıfa gitmiştik. Ben kara kara bunu düşünürken sınıf birden Kemal denilen sınıf arkadaşıma yüklenmeye başladı. Sanırım bir ara sınıfa gelmiştiki millet direk yüklendi çocuğa. "Kemal şıçmış lan" diye dedikodu başladı sınıfta. Coğrafya hocasıda zavallı ders anlatmaya çalışıyordu. Kimse de dinlemezdi zaten kendisini, fakat sınavlarda çok can yakardı, başıma geleni anlatmıştım...

Bir ara Kemal sinirden ağlamaya başladı. Derste ağlayarak küfür ediyordu "ben yapmadım lan amına koyduklarım" diyordu fakat sınıf devamlı gülüyordu. "Gülmesenize lan şerefsizler" dese bile bir kaç kişi susuyor geri kalanlar hunharca gülmeye devam ediyordu. Arkadan birisi " Kemal ağlama olum insanlık hali lan" diye bağırınca sınıfın gülmesi 2 katına çıkmış herkes okulu yıkacak derecede kahkaha atmıştı.

O gün bir şekilde bitmişti. Ertesi gün gene atölyedeydik fakat bu sefer teknik resim atölyesinde resim çiziyorduk. Bir ara dersin ortasında müdür yardımcısı geldi. Ben ve Yusuf en ön sırada olmak üzere tüm sınıf ayağı kalkıp müdür yardımcısını dinlemeye koyulduk.

- Kamera kayıtlarını inceledik fakat birşey bulamadık. (diye başladı ve gereksiz bir kaç birşey söyledi)... Onu yapan her kimse çıksın, çıkmazsa biz bulacağız. Demesi üzerine teknik resim hocası dayanamayıp sordu

- Hocam hayırdır ne yapmışlar?
- Sınıfa şıçmışlar hocam. diye cevap verdi müdür yardımcısı. Tüm sınıf güldü tabiki.

Bu olay bir şekilde arada kaynadı unutuldu gitti. 10. sınıf bitene kadar hep koridorda şunları duydum "aha işte şıçılan sınıf burasıymış..." aldırış etmedim, aksine güldüm bile.

O günden sonra kadın öğretmenler o sınıfta ders işlemedi, Kemal'e yüklenilmedi, şıçan yavşak bulunamadı. Lise bitti hala konuşur olduk.

- Sınıfa şıçmışlardı hatırladınız mı lan?
- Olum hatırlatma ya (gülerek)...

Güzel günlerdi...




5 yorum:

  1. "Orospu çocuğunun birisi sınıfıma şıçmış, yetmezmiş gibi götünü bardağa tutturmuştu. Bunu yapan insan olamaz, hayvan bile olamazdı."

    Geberttin burada hocam :D

    YanıtlaSil
  2. cok uzun zaman once anlatmistin lan yine okudum yine güldüm .d emreerdem07

    YanıtlaSil
  3. koptum hocam harika bir diliniz var :D

    YanıtlaSil
  4. vay a.q güzelmiş hocam devamını getir

    YanıtlaSil
  5. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil