25 Mart 2016 Cuma

Bir Şey Kıpraşıyor!

Bana sigarayı alıştıran adam. Adam gibi adam...

Yıllar öncesi, lise yeni bitmiş üniversite sınavından çakmışız. Meslek lisesi okuduğum için bahanem hazır "Ya biz hep meslek dersleri gördük, napalım" diye geziniyorum. Ailemde sesini çıkartmıyor tabi. Üniversiteye direkt geçiş hakkımı kullanmadığım için başta laf söylüyorlardı fakat sonrasında durumu kabullenip beni dershaneye yazdırdılar.

Bin bir çeşit hayal kurarak başladım dershaneye. Bundan sonra kızlara takılmak yok, oturup adam gibi derslerime çalışıcam olumlu süreç bir hafta sürmüş, sonrasında bir sevgili bulup yine çakozlayıp 2 yıllık bir yüksek okul kazandım, orası ayrı.

Dershaneye yeni başladığım zamanlar, yeni tanıştığım bir eleman vardı. Kısa zamanda kendisiyle yakın arkadaş olduk, küstük, kavga ettik ama bizi hiç bir şey ayıramadı. Adeta birbirimizin ailesinden biri olduk. Ben onun evine o benim evime gider gelirdi. Ayrı üniversiteleri kazandık ama dostluk hep baki kaldı. Zaten aynı mahallede oturuyorduk, sık sık görüşüyorduk.

Yine bir gün üniversite ara tatile girmiş memleketimize dönmüşüz. Bir iki gün geçti buluştuk tabi, bu arkadaşın bir ablası var 30lu yaşlarda, evli, iki çocuklu dünya iyisi bir insan, beni de çok sever. Tutturdu kanka gidelim hadi diye. İyi dedim ilk defa gitmiyorum sonuçta bir çekingenliğim yok. Bastık gittik, çaylar içildi, yemekler yenildi, üniversite hayatı vs. muhabbetler yapıldı güldük eğlendik. Kalkma vakti geldi, montları, ayakkabıları giydik, apartmanda arkadaşın ablasıyla vedalaşmasını bekliyorum.

O sırada gözüme kapının önünde çöpler ilişti. Bir tepeleme çöp var neredeyse, tek kişinin taşıması imkansız. Abla dedim apartman kokmasın giderken atalım biz bunları. Vallahi çok güzel olur falan dedi, yüklendik çöplere.

Çöplerin arasında bir tane pasta kutusu vardı. Ezilmemiş, gayet kutu halini koruyor. Aldım ben bunu elime yalnız içinde bir şey kıpraşıyor. Kutunun içinde oynuyor böyle. Ne yapsam, ne yapsam diye düşünüyorum. Abla dedim seni korkutmak istemiyorum ama bu çöpün içinde sanırım fare var diye durumu belirttim. O anda apartmanda resmen seferberlik ilan edildi. Kutu elimde ne yapacağımı bilmeden duruyorum. En sonunda merdivenlere bıraktım kutuyu, üstüne de bir çöp poşeti koydum ki çıkmasın içindeki. Hemen ayakkabımı çıkardım, eve geri daldım. Tamam delikanlıyız ama korkuyoruz kardeşim.

Ablanın küçük oğlu, yaklaşık 10 yaşlarında, telaşa kapıldı. Anne dayımı uyandıralım nolur demeye başladı. Abla ise ne yapacağını şaşırmış odadan eline süpürge sapı almış apartmana fırlıyor. Arkadaşım ise benim gibi evin içine girmiş. Hepimiz ne yapacağını bilmiyor halde kutuya bakıyoruz. O kadar sessiz bir ortam oldu ki saatimin tık tık sesini duymaya başladım. Adeta o kutu bir bomba ve elinde süpürge sapı olan abla, bomba imha uzmanı gibi sakince kutuya yanaştı ve kutuyu altından ve üstünden tutup kaldırdı.

Hızlı hızlı aşağıya inmeye başladı. Arkasından çocuğu ve benim arkadaş fırladı aşağı doğru iniyorlar. Ben tabi ne yapacağımı bilemedim, kapının önünde bekliyorum, kapı kapanmasın dışarı.da kalmayalım diye. Aradan neredeyse 10 dakika geçti, ne gelen var ne giden. Lan dedim pastayı yiyen fare mutant falan mı oldu bizimkilere mi saldırdı acaba diye kendi kendime senaryo yazarken, gülüşme sesleriyle bizimkiler yukarı doğru çıktı.
Nooldu abla? Diye salak bir ifadeyle sordum.

-Ya kutunun içinde kavanoz varmış dedi abla.

Sonra bir ton dalga geçtiler. Ben ise elimde çöp poşetleri oradan uzaklaştım. Bir daha da o arkadaşımla görüşmedim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder